29 Ağustos 2010 Pazar

Hz. Yusuf




(Firavun hanedanından olup imanını gizleyen mümin bir kişi onlara şöyle demişti:)

"Bundan (yani Hz. Musa'dan) önce Yusuf size belgelerle gelmişti. Siz de getirdiği şeylerden şüphelenip durmuştunuz. Nihayet Yusuf ölünce demiştiniz ki, Allah ondan sonra artık elçi göndermez. Her kim, aşırılık eden kuşçu biri olursa Allah onu işte böyle saptırır."

Kendilerine gelmiş bir delile dayanmadan, Allah'ın ayetleri üzerinde tartışanlar, hem Allah katında, hem de inananlar katında büyük bir öfkeyle karşılanırlar. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle bir yapıya sokar." (Mümin 40/34-35)

YUSUF SÛRESİ

Bismillahirrahmanirrahim

1. Elif, Lâm, Râ. Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir.

2. Belki aklınızı kullanırsınız diye biz onu, Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

3. Biz bu Kuran'ı vahyetmiş olmakla, yaşanmış olayların en güzelini sana anlatıyoruz. Daha önce sen, gerçekten bunun farkında olmayanlardan biri idin.

Yusuf'un Rüyası

4. Bir gün Yusuf babasına şöyle demişti: "Babacığım! Rüyamda on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Baktım, benim için secdeye kapanmışlar."

5. Babası dedi ki: "Oğulcağızım! Rüyanı kardeşlerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar. Çünkü Şeytan insana apaçık düşmandır."

6. "İşte Rabbin seni böylece seçecek ve kimi olayları yorumlamayı öğrecektir. Sana ve Yakup soyuna olan nimetini de tamamlayacaktır. Nitekim daha önce de babaların İbrahim ve İshak'a olan nimetlerini tamamlamıştı. Doğrusu senin Rabbin bilir ve doğru karar verir."

Kuyuya Atılışı

7. Kuşkusuz Yusuf'ta ve kardeşlerinde, soranlar için belgeler vardır.

8-Bir gün (kardeşleri) şöyle demişti: Belli ki Yusuf ve (öz) kardeşi, babamıza bizden daha sevimli geliyor. Oysa biz bir topluluğuz. Bizim babamız gerçekten açık bir yanlışlık içindedir.

9. Siz Yusuf'u öldürün veya onu bir yere bırakın ki, babanızın yüzü yalnız size dönsün. Sonunda ondan kurtulmuş bir bölük erkek olursunuz.

10. Konuşanlardan biri şöyle dedi: "Yusuf'u öldürmeyin, onu o kuyunun derinliklerine bırakın da kervanlardan biri buluversin. Eğer yapacaksanız (böyle yapın)."

11- (Babalarına gelip) Dediler ki; "Babamız! Senin neyin var ki Yusuf'u bize güvenmiyorsun? Oysa bizler onun yalnızca iyiliğini isteriz.

12. Yarın onu bizimle gönder de yesin oynasın, biz onu iyi koruruz."

13. Dedi ki, "Onu götürmeniz beni gerçekten üzer. Korkarım kurtlar onu yer de
siz farkında olmazsınız."

14. Dediler ki; "Biz bir topluluğuz. Gene de onu kurtlar yerse o zaman yazıklar olsun bize!"

15. Nihayet Yusuf'u götürdüler. Onu o kuyunun derinliklerine bırakmaya topluca karar vermişlerdi. O zaman ona şöyle vahyettik: Onların bu yaptıklarını kendilerine muhakkak haber vereceksin, ama onlar farkında olmayacaklardır.

16. Akşam üstü babalarına geldiler; ağlıyorlardı.

17. Dediler ki; "Babamız! İşte biz gittik, yarış yapıyorduk; Yusuf'u eşyamızın
yanında bırakmıştık; sonunda kurtlar onu yedi. Sen bize inanacak biri değilsin. Her ne kadar doğru söylüyor olsak bile. "

18. Üzerinde başka bir kan olan gömleğine geldiler. (Babaları) dedi ki: "Yok; sizi nefsiniz bir işe sürüklemiş. Artık bana güzelce sabır gerekir. Anlattığınız şeye karşı yardımı istenecek olan yalnız Allah'tır."

Kuyudan Çıkarılışı

19. Bir yolcu kafilesi geldi. Sucularını gönderdiler; kovasını aşağıya sarkıttı. "Ne mutlu bana! diye gürledi, İşte genç bir köle..." Onu ticari bir mal olarak sakladılar. Allah onların ne yapmakta olduklarını bilir.

20. Onu ucuz bir fiyata, bir kaç dirheme sattılar. Ona karşı ilgisizdiler.
Mısır'a gidişi

21. Onu satın alan Mısırlı, karısına şöyle dedi: "Ona iyi bir yer ver; bakarsın bize faydası olur ya da onu evlat ediniriz." İşte böylece Yusuf'u o yere yerleştirdik. Yerleştirdik ki ona, kimi olayların yorumunu öğretelim. Allah işini başarır, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Peygamber Oluşu

22. Erginlik çağına erince ona bir hüküm ve bir ilim verdik. İyi davrananlara işte böyle karşılık veririz.

İmtihana Çekilişi

23. Evinde bulunduğu kadın onun bedeninden yararlamak istedi; kapıları sıkı sıkı kapadı ve "Haydi gelsene!" dedi. O,

-"Allah'a sığınırım, dedi. O (kocan) benim efendimdir; bana değer vermiştir. Şu bir gerçek ki, zalimler iflah olmazlar."

24. Kadın ona karşı gerçekten istekliydi. Eğer Rabb'inin bürhanını görmeseydi o da istekliydi. Böyle olması ondan kötülüğü ve fenalığı uzaklaştıralım diyedir. Çünkü o, arındırılmış kullarımızdandır.

25. İkisi de kapıya doğru koşuştu. Kadın arkadan onun gömleğini yırttı. Kapının yanında kadının beyini buldular. (Kadın) Ona şöyle dedi:

- "Ailene bir kötülük etmek isteyenin cezası nedir? Ya hapse atılmak ya da can yakıcı bir azaptan başkası mı?"

Karine İle Suçlu Tespiti

26. (Yusuf) dedi ki: "O benim bedenimden yararlanmak istedi."
Kadının ailesinden bir bilge kişi şöyle bir karine ortaya koydu : "Eğer gömleği önden yırtılmışsa kadın doğru söylemiştir, erkek yalancılardan biridir.

27. Şayet gömleği arkadan yırtılmışsa kadın yalan söylemiştir, erkek doğrulardandır."

28. (Vezir) Ne zaman ki, (Yusuf'un) gömleğinin arkadan yırtılmış olduğunu gördü, (karısına) şöyle dedi: "Doğrusu bu sizin tuzaklarınızdandır. Sizin tuzağınız gerçekten büyüktür."

29. "Yusuf! Sen bu işle ilgilenme. (Kadın!) Sen de günahının bağışlanmasını iste, çünkü sen yolunu değiştirmişlerden biri oldun." dedi.
Şehirde dedikodu

30. Şehirdeki kimi kadınlar şöyle dedi: "Vezirin karısı uşağının bedeninden yararlanmak istiyormuş; sevda onun bağrını yakmış. Gerçekten biz onu açıkça yoldan çıkmış bir durumda görüyoruz."

31. (Vezirin karısı,) Kadınların dolaplarını işitince onlara elçi gönderdi.
Koltuklar hazırladı; onlardan her birine birer bıçak verdi. (Yusuf'a): "Yanlarına çık" dedi. Kadınlar onu görünce gözlerinde büyüttüler. Ellerini kestiler ve "Allah'ı tenzih ederiz, bu bir insan değil. Bu, şerefli bir melektir; başkası olamaz." dediler.

32. (Vezirin karısı) "İşte beni kınadığınız kişi budur, dedi. Doğru, onun bedeninden yararlanmak istedim, fakat o kendini korudu. Hele isteğimi yerine getirmesin, alçaklardan biri olur."

33. (Yusuf) dedi ki: "Rabbim! O hapis benim için, bunların beni çağırdıkları şeyden iyidir. Eğer tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan onlara kanarım ve cahillerden biri olurum."

34. Rabbi onun duasını kabul etti ve kadınların tuzağını ondan uzaklaştırdı. Hakkıyla işiten ve tam olarak bilen odur.

Hapis Hayatı 
35. Belgeleri gördükten sonra, yine de onu bir süre hapsetmek kendileri için uygun geldi.

36. Onunla beraber iki genç de hapse girdi. Onlardan biri dedi ki, "Kendimi düşte gördüm, şaraplık üzüm sıkıyordum." Diğeri de şöyle dedi: "Ben de kendimi gördüm, başımın üzerinde bir ekmek taşıyorum, kuşlar ondan yiyor. Bize bunun yorumunu haber ver. Biz seni iyi kimselerden biri görüyoruz."

37. (Yusuf şöyle) dedi: "Daha yiyeceğiniz yemek gelmeden ben onun yorumunu size bildiririm. Bu, Rabbimin bana öğrettiği şeylerdendir. Ben, Allah'a inanmayan bir milletin dinini bırakmışımdır. Onlar ahireti de tanımaz kimselerdir.

38. Ben atalarım İbrahim, İshak ve Yakub'un dinine uymuşumdur. Allah'a her hangi bir şeyi ortak koşmaya bizim hakkımız yoktur; bu (din), Allah'ın bize ve insanlara olan bir iyiliğidir; fakat insanların çoğu şükretmez"

39. "Ey benim iki hapishane arkadışım! Çeşit çeşit rabler mi iyi, yoksa her şeyi buyruğuna almış olan o tek Allah mı?"

40. "Allah'ın berisinden kulluk edip durduğunuz şey nedir ki? Sizin ve babalarınızın adını koyduğu bir takım isimlerden başkası mı? Allah o konuda bir delil indirmemiştir. O hüküm yanlız Allah'a aittir. O da başkasına değil yalnız kendisine kulluk etmenizi emretmiştir. İşte doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler."

41. "Ey benim iki hapishane arkadışım! Sizden biri efendisine şarap sunacak, diğeri ise asılacak ve kuşlar başından yiyecektir. Sağlam bir yorumunu istediğiniz o şey (işte böylece) karara bağlanmıştır."

42. O ikisinden, kurtulacağını sandığı kimseye: "Efendinin yanında beni an" dedi. Ama şeytan efendisine onu hatırlatmayı unutturdu ve (Yusuf) daha bir kaç yıl hapiste kaldı.

Kralın Rüyası

43. (Günlerden bir gün) Kral dedi ki: "Ben, yedi semiz inek görüyorum, onları yedi zayıf inek yiyor. Yedi yeşil başak ve diğerlerini de kurumuş (görüyorum).

Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumlamasını biliyorsanız bana rüyamın sağlam bir yorumunu yapın."

44. Dediler ki, "Karışık düşler. Biz böyle düşlerin yorumunu bilenler değiliz."

45. Hapisteki iki kişiden kurtulmuş olanı, bir çağdan sonra Yusuf'u hatırladı ve: "Ben size bunun yorumunu bildireceğim, hele beni bir gönderin." dedi.

46. (Hapishaneye varınca dedi ki:) "Yusuf! Ey doğru kişi! Yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yemesi; yedi yeşil başak ve bir o kadar da kuru başak hakkında bize doğruyu söylesene. Ben de bununla o insanlara döneyim, bakarsın kadrini bilirler."

47. Dedi ki: "Yedi sene her zamanki gibi ekin ekersiniz. Ne biçerseniz onu başağında bırakın. Yiyeceğiniz az bir miktar hariç."

48. "Sonra bunun ardından yedi zor yıl gelir de bütün biriktirdiğinizi tüketir; sakladığınız az bir miktar hariç."

49. "Sonra, bunun ardından bir yıl gelir ki, insanlara bol yağmur verilir, o zaman da sıkıp sağarlar."

Suçsuzluğun İlânı 
50. Kral, "Onu bana getirin" dedi. Yusuf'a elçi gelince dedi ki, "Efendine dön, kadınlar niçin ellerini kesmişlerdi, bir sor. Doğrusu Rabbim onların tuzağını bilir."

51. (Kral) kadınlara: "Onun bedenine sahip olmak istediğiniz zaman ne karşılık gördünüz?" dedi. Kadınlar. "Haşa! Allah için biz onun bir fenalığını bilmiş değiliz." dediler. Vezirin karısı: "O gerçek işte şimdi ortaya çıktı; onun bedeninden yararlanmayı ben istedim. Kuşkusuz o, doğru kimselerden biridir." dedi.

52. "Bu onun şunu bilmesi içindir; ben yokluğunda ona ihanet etmedim. Zaten Allah hainlerin tuzağını başarıya ulaştırmaz."

53. Ben nefsimi temize çıkarmam; çünkü nefis kötülüğü emreder durur. Rabbim esirgemiş olursa o başka. Benim Rabbim bağışlayandır, esirgeyendir.

Devlette Önemli Bir Makama Getirilmesi

54. Kral dedi ki; "Onu bana getirin, kendi has adamım yapayım." Onunla konuşunca: "Bugün sen yanımızda makam sahibi güvenilir birisin." dedi.

55. O: "Beni bu toprağın hazineleri üzerinde yetkili kıl, çünkü ben iyi korur, iyi bilirim" dedi.

56. Böylece Yusuf'a o toprakta bir makam verdik; nereyi isterse orada konaklardı. Biz kime dilersek rahmetimizi ona eriştiririz. iyi davrananları karşılıksız bırakmayız.

57. Bir de ahiretteki karşılık vardır ki, inananlar ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için o daha iyidir.

Kardeşleri İle Karşılaşma

58. Yusuf'un kardeşleri geldiler, yanına girdiler. O onları tanıdı ama onlar onu tanıyamadılar.

59. Onların donanımlarını tamamlattığı zaman şöyle dedi: "Baba bir kardeşinizi bana getirin. Baksanıza, ben ölçeği tam doldururum ve ben konuk kabul edenlerin de en iyisiyim."

60. "Eğer onunla birlikte gelmezseniz benden bir ölçek bile alamazsınız. (O zaman) Bana yaklaşmayın."

61. Dediler ki: "Babasından isteyip getirmeye çalışacağız. Ne olursa olsun bunu yapacağız."

62. (Yusuf) Genç adamlarına dedi ki: "Sermayelerini yüklerinin içine koyun. Ailelerine varınca, bakarsınız bunu anlarlar da belki tekrar gelirler."

Bünyamin'in Gelişi

63. Babalarına döndüklerinde dediler ki: "Babamız! O ölçek bize yasak edildi. Kardeşimizi bizimle gönder de ölçeye katılalım. Biz nasıl olsa onu koruruz."

64. "Bunu size güvenmem, daha önce kardeşini güvenmem gibi ol maz mı? Ama en iyi koruyan Allah'tır ve o merhametlilerin en merhametlisidir." dedi.

65. Yüklerini açınca sermayelerinin kendilerine iade edilmiş olduğunu gördüler. "Ey babamız! Daha ne isteriz ki?" dediler. İşte sermayemiz! Bize iade edilmiş. Ailemize onunla yiyecek getiririz. Kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü de fazla alırız. Bu ölçek azdır."

66. (Babaları) dedi ki: "Allah'a karşı kesin bir söz vermezseniz, onu sizinle gönderemem. Hepiniz kuşatılmadıkça onu mutlaka bana getireceksiniz." Onlar kesin söz verince dedi ki: "Ne demişsek Allah ona vekildir."

67. (Sonra) Dedi ki: "Oğullarım! Tek bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. (Ama) Allah'tan olan hiç bir şeyi ben sizden savamam. Her türlü karar yalnız Allah'a aittir. Ben ona güvenmişidir. Güvenecek olan her kes de ona güvensin."

68. Nihayet babalarının emrettiği yerden girdiler. Ama bu, Allah'tan olan hiç bir şeyi onlardan savacak değildi; sadece Yakub'un içindeki bir istekti, onu yerine getirmiş oldu. O, şüphesiz kendisine öğrettiğimiz bir ilmin sahibidir. Ne var ki, insanların çoğu bunu bilmezler.

69. Yusuf'un yanına girdiklerinde, kardeşini bağrına bastı. Dedi ki: "Ben senin kardeşinim, artık onlar ne yapıp ederlerse ona üzülme."

Bünyamin'in Alıkonması

70. Onların donanımlarını tamamlattığı zaman, belli bir su kabını kardeşinin yükü içine koydu. Sonra bir tellâl şöyle bağırdı: "Ey kervan, besbelli ki sizler hırsızsınız!"

71. Onlara döndüler, "Neyi kaybettiniz?" dediler.

72. "Kralın su kabını kaybettik." dediler. "Onu getirene bir deve yükü var. Ben buna kefilim."

73. Dediler ki; Allah'a yemin ederiz, siz de çok iyi bilmişsinizdir ki, buraya ortalığı karıştırmak için gelmedik. Bizler hırsız da değiliz."

74. "Ya yalancı çıkarsanız cezası nedir?" dediler.

75. "Cezası, yükünde bulunanın kendisidir. Onun cezası odur. Biz zalimleri böyle cezalandırırız." dediler.

76. Kardeşinin çuvalından önce onların çuvallarından başladı; sonra onu kardeşinin çuvalından çıkardı. İşte Yusuf için böyle bir oyun kurduk. Yoksa Kralın dinine göre kardeşini alıkoyamazdı, ama Allah dilerse o başka. Kimi dilersek onu derece derece yükseltiriz. Her bilgi sahibinin üstünde bir bilen bulunur."

77. Dediler ki, "Eğer o hırsızlık yapıyorsa daha önce onun bir kardeşi de hırsızlık yapmıştı." Yusuf bunu içine gömdü, onlara sezdirmedi. "Sizin durumunuz daha kötü. Anlatmakta olduğunuzu Allah çok iyi bilir." diye mırıldandı.

78. Kardeşleri dediler ki: "Ey Vezir! Onun ihtiyar, yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini tut. Biz görüyoruz ki sen iyi davranan kimselerdensin."

79. "Allah saklasın! Malımızı kimin yanında bulmuşsak ondan başkasını alıkoymak olmaz. Yoksa gerçekten haksız kişiler oluruz." dedi.

80. Ne zaman ki ondan umutlarını kestiler, aralarında konuşmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri şöyle dedi: "Babanız sizden Allah adına kesin bir söz almıştı. Ondan önce de Yusuf konusunda ileri gitmiştiniz; bunları bilmiyor musunuz? Artık babamın izni oluncaya veya Allah, hakkımda bir hüküm verinceye kadar buradan bir yere ayrılamam. O, hüküm verenlerin en iyisidir.

81. Siz babanızın yanına dönün. Deyin ki: "Babamız! Senin oğlun hırsızlık yaptı, biz ne bildiysek ancak ona şahitlik ettik. Biz bunun perdearkasını kavrayamayız.

82. Bulunduğumuz Kent'e sor; birlikte döndüğümüz o kervana da. Biz sadece gerçeği söyleyen kişileriz."

83. (Yakup) dedi ki: "Hayır, sizi nefsiniz bir işe sürüklemiş. Artık güzel bir sabır gerekir. Bakarsınız Allah bana, hepsini birden getirir. Çünkü o her şeyi bilir ve yerli yerinde yapar."

Hasretin Ulaştığı Son Nokta

84. (Yakup) Onlardan yüz çevirdi. "Vah Yusuf'um vah!” dedi. Üzüntüden iki gözüne de perde indi. Kederi içine gömülüydü.

85. Dediler ki, "Allah'a yemin ederiz ki, Yusuf diye diye ya eriyip gidecek ya da helâk olacaksın."

86. (Yakup): "Ben üzüntümden ve tasamdan dolayı yalnız Allah'a yakınırım. Allah katından, sizin bilmediklerinizi de bilirim." dedi.

87. "Ey benim oğullarım, gidin; Yusuf ve kardeşi ile ilgili haber toplayın. Allah'ın önünüzü açacağından umut kesmeyin. Allah'ın önünü açmasından umut kesenler kafirlerden başkası değildir."

Yusuf'un Kendini Kardeşlerine Tanıtması

88. (Kardeşleri Yusuf'un) yanına girdiklerinde dediler ki: "Ey Vezir! Bu kıtlık bizi ve bütün ailemizi sardı. Önemsiz bir sermaye ile geldik; Sen o ölçeği bize gene tam ver. Bize sadakada bulun. Çünkü Allah sadaka verenleri ödüllendirir."

89. Dedi ki "Yusuf'a ve kardeşine ne yaptığınızı farkettiniz mi? O zaman siz, kendini bilmezler takımı idiniz."

90. "Yoksa sen misin? Sen gerçekten Yusuf'sun." dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşimdir." dedi. "Allah bize iyilikte bulunmuştur. Şurası bir gerçek ki, kim sakınır ve sabrederse, Allah iyi davrananları karşılıksız bırakmaz."

91. Dediler ki; "Vallahi, işte Allah seni bizden üstün kıldı. Biz gerçekten suçluyduk"

92. Yusuf dedi ki: "Bugün suçu yüze vurma yok. Allah sizi bağışlasın. O, merhametlilerin en merhametlisidir.

93. Bu gömleğimi götürün, babamın yüzüne koyun da görür hale gelsin. Bütün ailenizle birlikte bana gelin."

Yakub Aleyhisselam'ın Görür Hale Gelmesi 
94. Ne zaman kervan oradan ayrıldı, babaları dedi ki: "İnanolsun ben Yusuf'un kokusunu duyuyorum. Keşke beni bunak saymasanız!"

95. Dediler ki: "Vallahi sen, eski saplantına takıldın kaldın."

96. O müjdeci gelip, gömleği yüzüne koyunca hemen gözü açıldı. Dedi ki; "Size
dememiş miydim, işte ben, sizin bilmeyeceğinizi, Allah katından bilirim."

97. Oğulları: "Ey Babamız! Bizim için suçlarımızın bağışlanmasını dile; bizler suçluyduk." dediler.

98. Yakup: "İlerisinde Rabbim'den sizin için bağış dileyeceğim; Şurası bir gerçek ki, o çok bağışlar ve pek merhametlidir" dedi.

Yusuf'un Rüyasının Gerçekleşmesi

99. Nihayet Yusuf'un huzuruna vardıklarında anasını babasını bağrına bastı. Dedi ki; "Allah dilerse, güven içinde Mısır'a yerleşebilirsiniz."

100. Ana babasını tahtın üzerine çıkardı. Hep birden onun için secdeye kapandılar. Yusuf dedi ki: "Babacığım! İşte bu, önceki rüyamın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirmiştir. Hem bana iyilikte de bulunmuştur. Çünkü Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra o beni hapisten çıkardı. ve sizi çölden getirdi. İşte Rabbim neyi dilerse onu inceden inceye düzenler. Şüphesiz
o, her şeyi bilir ve yerinde karar verir."

101. "Rabbim! Sen bana bir parça saltanat verdin, kimi olayların yorumunu öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada da ahirette de benim velim sensin; benim canımı müslüman olarak al ve beni iyilere kat."

Kıssadan Hisseler

102. Bu hayat hikayesi, size gizli olan haberlerdendir. Onu sana vahiyle bildiriyoruz. Yoksa onlar el birliği edip tuzak kurarken yanlarında değildin.

103. Sen ne kadar çırpınırsan çırpın, insanların çoğu inanacak değildir.

104. Üstelik buna bir karşılık da istemiyorsun. O, herkese bir hatırlatmadır, o
kadar.

105. Göklerde ve yerde nice belgeler vardır, üzerlerinden geçerler de dönüp
bakmazlar bile.

106. Onların çoğunun Allah'a inanmaları başka değil, ortak koşaraktır.

107. Allah'ın azabı olan bir salgının gelmesine veya kendileri farkında olmadan o saatin ansızın gelip çatmasına karşı sanki güven içinde midirler?

108. De ki: "Bu benim yolumdur. Doğruyu göstererek Allah'a çağırırım. Ben ve bana uyanlar böyledir. Allah'ın emrine hazırım. Ben ortak koşanlardan değilim."

109. Senden önce elçi gönderdiklerimiz o kentlerin halkından kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkası değildi. O topraklarda dolaşmadılar mı ki, öncekilerin sonu nasıl olmuş bir baksınlar. Sakınanlar için hayırlı olan elbetteki Ahiret yurdudur. Aklınızı kullanmaz mısınız?

110. Ne zaman ki, o elçiler ümitlerini kesmişler ve yalanlandıkları kanaatine varmışlardır, onlara yardımımız işte o zaman gelmiştir. Sonra kimi dilemişsek o kurtarılmıştır. Azabımız suçlular topluluğundan geri çevrilmez.

111. Onların başlarından geçenlerde, aklı olanlar için ibret vardır. Bu (Kur'an), uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekinin bir tasdiki ve her şeyin bir açıklamasıdır. İnananlar takımı için de bir rehber ve bir rahmettir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder